Bu insanlara kim sahip çıkacak?
Ahıskalılar’ın vatana dönmeleriyle ilgili birçok koldan girişimler yapılıyor. Yıllardır yapılan bu girişimler zamanla sekteye uğrasa da birçok alanda çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. 1944 sürgününden sonra defalarca yerlerinden, yurtlarından edilen bu Ahıskalı akrabalarımıza 1992 yılında Devletimiz şefkatini göstererek sırf Ahıska Türkleri için kanun çıkarmış bağrına basmıştır. Bu kanun 2009’da ek bir maddeyle genişletilmiştir.
Peki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sürgündeki soydaşlarına uzattığı bu şefkatli elleri suistimal eden kimlerdi?..
Kurt puslu havayı sever
Öteden beri Türkiye’de varlıklarını sürdüren ve bazen gizliden, bazı dönemlerde de açıktan faaliyet yürüten isimleri malum birçok cemaat örgütleri yurtdışında da çok çeşitli ülkelerde faaliyetlerini sürdürmekteler. Sonunda bu cemaatler zavallı yardıma muhtaç gördüğü bu insanlara da kancayı taktılar. Kendilerine asker misali yandaş yetiştirdikten sonra göreve saldıkları kişilerin nelere zarar verdiklerinin farkındalar mı?
Bunlara gerek var mı?
Devletin çeşitli kurumları Uluslar arası antlaşmalardan yararlanarak muhatap devletlerin ilgili kurumlarıyla dostane ilişkiler içerisinde zaten gerekeni yapıyor. Yani senin verdiğin hizmeti Devletin kurumları zaten resmi yollardan veriyor. Ona destek olman gerekirken Devletin kurumuna rakip olarak çıkman doğru mu?..
Korkulan oldu
Azerbaycan’dan serbest göçle gelip Ahıska’ya yerleşen ve Merkezi Ankara’da bulunan Dünya Ahıskalılar Birliği’nin Ahıska Şubesinde görev alan Hasanbay Müsendinov ve bir grup Ahıskalı Yılbaşından önce Türkiye’ye gelmişler. Bir süre kaldıktan sonra geri dönmek isteyince de diğerlerine sorun çıkmazken Hasanbay ve oğlu Resul Müseddinov’a Gürcistan’a giriş vermemişler. Bu haber dün Gazeteci meslektaşımız Alper Turgut’tan geldi. Posof Türkgözü sınır kapısında bekletilen baba ile oğula 5 gündür sahip çıkanın da olmadığı gelen haberler içinde yer alıyor.
Kaş yaparken göz çıkarma!
Geçtiğimiz Kurban Bayramı öncesinde Posof’tan Diyanet Vakfı görevlileri bizzat Ahıska’ya giderek Kurban satın almış elli Kurban Ahıska’daki ihtiyaçlı akrabalarımıza dağıtmışlardı. Bunun yanında Türkiye’ye gelen ve adları malum örgütlerin ağlarına takılan Ahıskalılar’dan 30 kadar genç de gidip Ahıska ve köylerinde adeta gövde gösterisi yapmışlardı. Bunları yerel basının görüntülerinden öğrenmiştik.
Dünkü bu olay Türkiye’den ve Bakü’den telefonlarla bana da iletildi. Başta Tiflis’teki Dünya Ahıskalılar Birliği (DATÜB) Başkanı İsmail Molidze olmak üzere birçok kişi ile telefon görüşmesi yaptıktan sonra anlıyoruz ki Hasanbay Müseddinov bu gelen gençlere hüsnüniyetle kucak açmış onların Kurban kesimleri yanındaki çeşitli çalışmalarına ev sahipliği yapmış. Buda Gürcülerin istihbarat çalışmalarına takılmış ve sonuçta Ahıska’da evi ve ailesi bulunan Hasanbay Müseddinov’u kırmızı listeye almış.
Şimdi Gürcü yetkililer, Gürcistan’da ne oturması ne de kimliği olan Azerbaycan vatandaşı bu Ahıskalı’ya giriş izni vermiyor.
Ne olacak şimdi bu zavallı adamın hali? Kim sahip çıkacak bu insanlara? Yazık değil mi bu insanlara? Sen uluslar arası ilişkileri, diplomasileri hiçe sayarak, bu insanlara güya yardım edeceğim derken gidip vatana dönmek ve sürüldükleri bu topraklara yerleşmek isteyen birçok insana zarar vereceksin. Her şeyden önemlisi de 65 yıldır süregelen böylesine önemli bir davayı sekteye uğratacaksın. Farkında mısın verdiğin zararın?..
Avrupa’da olsa!
Peki, bu durum İnsan Haklarının uygulandığı merkez kabul edilen Avrupa ülkelerinde olsa ne olurdu? Zaten Avrupa ülkelerine elini kolunu sallayarak gelemiyorsun. Vize işkencesinden geçmen gerekiyor. Her önüne gelene de vize vermiyorlar. Farz edelim ki vizeni almayı başarabildin de Avrupa’ya ülkelerinden herhangi birine giriş yaptın ve faaliyetlerinden ötürü kırmızı listeye alındın. Herhangi bir basit suçlama ile gözün yaşına bakılmamaksızın anında sınır dışı edilirsin, artı hiçbir zaman tekrar giriş yapamazsın. Bu ülkelerde de uygulama budur.
Peki, adı malum cemaatler bu ülkelerde faaliyet yürütmüyorlar mı? Elbette ki yürütüyorlar. Sorun yok gibi gözüküyor. Aslında olay öyle değildir. Çünkü Avrupa’da 6 milyon kadar Türkü bölüp parçalamasalar nasıl yöneteceklerdi? Yani kısacası buralardaki bu tür kontrol altına alınmış faaliyetler yönetimlerin işine gelmektedir.
Uzağa gitmeyelim bu tür faaliyetler Türkiye’de başkaları yapınca biz hoşgörüyle mi karşılıyoruz?
İşte Gürcistan’daki yönetimlerin yaptığı da farklı değil. O zaman oyunu kuralına göre oynayacaksın. Madem kapı açıldı, sende vatana dönmek istiyorsun, orası da Gürcistan sınırları içerisindedir. O zaman o ülkedeki kanunlara riayet etmek zorundasın. Bunun anlamı kesinlikle Gürcü olacaksın değildir. Gürcistan vatandaşlığını alabilirsin. Ayrıca bu faydanadır. İstenilen de zaten budur. Ama kesinlikle isim ve din değiştireceksin diye baskı görüyorsan o zaman önce iç hukuku ve hemen ardından Uluslar arası hukuku devreye sokacaksın. Çünkü Gürcistan Devlet olarak 1999 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine imza koyduğunda kendisini bağlamıştır. Ayrıca 2007 yılında bizimde olumlu ancak eksik bulduğumuz Ahıskalılar için Geri Dönüş yasası çıkartılmıştır. 31 Aralık 2009 tarihinde de son başvuruları kabul etmiştir. Tahminen 20 bin civarında başvuru söz konusudur. Bu sayı çok az.
Şimdi böylesine güzel gelişmelerin olduğu bir dönemde sen gidip basit bir yardımla gövde gösterisi yapacaksın diye koca bir Türk toplumunun geleceği ile oynayacaksın.
Yazık çok yazık…