CİLVANALI DEDEDEN TORUNLARA NASİHAT
Cilvana denince akla gelen birlik ve beraberlik olur. Kim hangi düşüncede olursa olsun Cilvanalı olmak önde gelir. Bu düşünce kendiliğinden oturmuş değil elbet. Bu mantığı ortaya koyup yaşatanlar olmuştur tarihte. Daha sonraları ise arkadan gelenler bu geleneği yaşatarak günümüze getirmişlerdir. Dünya’nın neresinde yaşarsak yaşayalım bu mantık tüm Cilvanalılarla birlikte yaşatılmaktadır.
40 yıla yakın Hollanda’da yaşayan köyümüzün değerlerinden eskilerin de ünlü pehlivanlarından olan Fevzi Ergün torununun Hollanda’dan, Fransa’dan, Türkiye’den Cilvanalılarla arkadaşlık edindiğini görünce memnuniyetini gizleyemedi.
Torunu Murat’ın Fransa’dan Sedat ile 2005 yılında çocuk yaşlardan kurdukları arkadaşlıklarını günümüze kadar sürdürmeleri dedenin gözlerini yaşarttı.
Bu sene yazın Bursa Teleferik’teki evlerine Cilvanalı gençlerin geldiğini görünce kendi elleriyle gençlere Bursa şeftalisi, kavun, karpuz keserek ikramda bulunan dede Fevzi Ergün’ün duyguları kabararak torunlara şöyle nasihatte bulundu:
“Bakın siz ne güzel birbirinizle iki Cilvanalı olarak tanışmışsınız. Buna çok sevindim. Aferin size, birbirinizi bulup tanışmış ve arkadaşlık kurmuşsunuz. Bu çok güzel. Ama burada sadece Cilvanalı siz yoksunuz, Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa ve Avusturya gibi dış devletlerden gelen Cilvanalılar var. Yurtiçinde Bursa, İnegöl, İstanbul, İzmir gibi şehirlerde yaşayan Cilvanalılar var. Hatta köyde yaşayan köylülerimizle de tanışmalısınız yaşıtlarınızla arkadaşlık kurmalısınız. Biz bu arkadaşlıklarımızı yıllar öncesine kurduk halen devam ettiriyoruz. Aha biz bu dünyadan göçüp gidince sizler Cilvanalı ruhunuzu devam ettirmelisiniz. Göreyim sizi bu yaz tatilinde tanıştığınız ve bulduğunuz arkadaşlıklarınızı nasıl genişleterek sürdüresiniz. Biz Cilvanalılar kalabalığız, daha geniş ve derin arkadaşlıklar kurmalısınız. Düğünlerde, Derneklerde, Cenazelerde ve Seyranlarda bir araya gelen Cilvanalılarla tanışın kaynaşın ve arkadaşlıklarınızı şimdi olduğu gibi sürdürün”
|