Hayaller Gerçekleşiyor
Asırlardır bu coğrafyada yaşayan aynı kan, aynı soydan gelen bir milleti iki devlet sınırıyla birbirinden ayıran ve Birinci Dünya Savaşı sonrası çizilen sınırlardı. Ahıska’dan gelip Posof’a yerleşen ve uzun yıllar birlikte Osmanlı-Rus yönetimleri arasında el değiştiren topraklar en son Kurtuluş savaşı sonrasında Posof yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalırken büyük bir talihsizlik sonucu Ahıska maalesef Gürcistan sınırları içinde kalmıştı.
Bir milleti ikiye bölen bu sınırları tanımayan ve sınır ötesinde kalan kız kardeşlerini görmek için sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle hapis yatan bir dedenin torununun hayallerinin gerçekleşiyor olmasının satırlarıdır bunlar...
İkinci Dünya Savaşında Sovyetler Birliği için Almanlara karşı cephede çarpışan Ahıskalı yiğitlerin vatanda bıraktıkları kadınları, çocukları ve yaşlılarını bizzat kendi elleriyle yaptırttıkları tren yolu ile asırlardır yaşadıkları Ata dede topraklarından kopararak sürgüne götürüldüler. 1944 yılında vatanlarından koparılan Ahıskalı akrabalarımız Sovyetler rejimi içerisinde vatana dönüş mücadelesi verdilerse de pek başarılı olamadılar. Bu başarısızlıkları ise yıllardır onların çeşitli ülkelerde sürgün hayatı yaşamalarına mal oldu.
Sovyetler rejimi çökerken sadece doğu bloku ülkelerinde değil dünyada yeni düzen kuruldu. Bu yeni düzen içinde Ahıskalıların haklarının geri iadesi için başlatılan mücadeleler cılız bir şekilde devam ederken, 1989 Fergana olaylarından sonra Rusya’nın çeşitli bölgelerinde göçmen olarak tutulup vatansız kalanların sesini yine Avrupa duydu. Avrupalı Parlamenterler bizzat giderek yerinde yaptıkları incelemelerin sonunda oluşturdukları raporlarını Avrupa Konseyi’ne sunarken, Gürcistan’da kapıda üyelik için bekliyordu. Avrupa Konseyi’nin ön şart olarak önlerine koyduğu Ahıskalıların Vatana dönüş yolunda Avrupa Konseyi’nin Gürcistan üzerine kurduğu baskıya rağmen 1999’dan beri bir türlü istenilen adımların atılmadığı görüldü. Gecikmelide olsa Gürcistan Hükümeti kanun çıkarırken, öte Avrupalı Parlamenterlerin baskısı serbest göçün yolunu açtı. Bu kapsamında gelip anayurdu vatanlarına yerleşen Ahıskalılar, burnunun dibindeki aynı soydan, aynı kandan olan Posoflularla yıllardan beri Bursa’da olduğu gibi şimdide Posof’ta buluşmayı başardılar.
Posof’ta Ahıskalı ilk öğrenci
Geçtiğimiz aylarda Azerbaycan’dan Ahıska’ya göç ederek vatana gelen Abamüslim Mustafaoğlu, eşi ve iki oğlu ile birlikte ailece Abastuban köyüne yerleşti. Mustafaoğlu ailesi, çocuklarının Türkçe olarak eğitim ve öğretime devam etmesi gerektiğini düşünerek hemen sınırın ötesinde 20 kilometre kadar uzaktaki Posof’a getirdiler. Posof Kaymakamı Muammer Köken ve Posoflu gazeteci meslektaşlarımızın da yardımıyla gerekli resmi prosedürü tamamlayan aile oğulları Yaşar Mustafaoğlu’nu Posof Halitpaşa Yatılı Bölge Okulu 8. sınıfına kayıt ettirdi. Türkiye’de eğitimine devam edecek olan Yaşar Mustafaoğlu ve ailesinin çok mutlu olduğu görülüyordu. Baba Abamüslim Mustafaoğlu yaptığı açıklamada “İstedim ki çocuğumun geleceği parlak olsun. Çocuğum Türkçeyi öğrensin, dilini, dinini tam kavrasın ve Türkiye de ki bu güzel eğitimden nasibini alsın. Biz Ahıskalılar asırlardır hep çile çektik. Çocuğum eğitimini tam olarak alıp halkının hakkını savunsun. Yaşadığı toplumlara da yararlı bireyler olsun” demiş.
Bu babayı vatanda dönüş yolunda verdiği mücadelesinden ve özüne bağlı kalmaktan dolayı tebrik ediyorum. Aynı zamanda bu Abamüslim Mustafaoğlu bir ilki de başlattı. Yaklaşık iki yıldır Posof ile Ahıska arasında Türkgözü sınır kapısından kurulacak olan bağların gerçekleşmesi için Ahıskalıları Devletimiz yardımıyla Posof’a yerleştirilmeleri gerektiğini hararetle savunuyordum.
Bunun iki nedeni vardı.
1- Posof’ta hızla devam eden göçün bu yolla önü alınmış olacaktı. Ahıskalı akrabalarımız Posof’u yeniden inşa edecek ve oraları şenlendirecekti.
2- Ahıskaların vatana dönüş yolu hızla açılacaktı. Çünkü sınır ötesindeki ata dede topraklarına gidip sahiplenmeleri daha kolay olacaktı.
Bu işlemler ise Gürcistan Devleti ile Türk Devleti arasındaki var olan dostane ilişkilerin değerlendirilmesiyle gerçekleşecekti.
Ahıska’ya gitmek için Posof Türkgözü Sınır Kapısından geçip Gürcistan tarafında pasaport kontrolünde karşılaştığım bir polis Türkçe konuşuyordu. Merak ettim sordum nereden öğrendiğini. Sınır açıldığında gelip Posof’ta bir hızar atölyesinde bir sene kadar çalıştığını ve o süre içinde de Türkçe öğrendiğini söylemişti bu Gürcü Polisi.