
Biliyorsunuz bir hafta önce Türkiye’den dönerken köylülerimle geçirdiğim birkaç saatin anatomisini yapmıştım. Emrah benden isteyince de kırmayıp Emrah’a attım. Emrah’ta hemen siteye yapıştırdı. Sonuçta güzel de oldu en azından olumlu reaksiyonlar aldık.
Ancak Bursa’dan çıktıktan sonra İzmit’te ki dernekleri ziyaret ettiğimde tek bir Cilvanalı ile karşılaşamadım. İlk köylümü Gebze’de görecektim. Davut ağabey beni tabiri caizse 4 gözle yolumu bekliyordu. Onunla da daha önceden telefonlaşmıştım zaten. Hatta bir gün öncesinden derneği bile ayağa kaldırmıştı. Gebze’deki Posoflular Derneğinde yönetici olan Davut Aksoy, geleceğimi bildirmiş milleti toplamıştı bile. Ancak ne var ki yıllardan sonra köylüsü ile karşılaşacağı heyecanından olacak ki bir gün öncesinden milleti derneğe çağırmıştı. Telefon açtı “Nerde kaldın? Hani gelmiyor musun?” oysaki ben daha Bursa’da idim.
Böylesine köylüsüne değer veren birisini atlamışız. Konu İstanbul’daki Cilvanalılar olunca Gebze’yi es geçmişiz. Şimdi Davut ağabey’in bu ters bakışını anlıyor, bu yorgun Demokrat kardeşini hoş karşılaması dileğimle yine bu site aracılığı ile özrümü iletiyorum. Umuyorum ki Davut ağabey nezdinde kabul görür.
Davut ağabey ile belki 20 yıldan fazladır görüşememiştik. Bu ilk görüşmemiz olacaktı. Onu esprileriyle birde Cahit ağabey ile olan güzel diyaloglarından herhalde tanımayan yoktur.
Randevu yeri olarak Gebze’de garajların karşısını vermişti. Biz ondan önce gidip beş dakika kadar bekledik. Davut abi koşarcasına geldi yanımıza. Yıllar sonra görüşmenin verdiği heyecanı burada kaleme almam imkânsız. O duygu tarifsizdir. Ama esprileri değişmemiş hala köydeki kadar dinç ve aynı heyecan içinde buldum ben Davut ağabeyi. İlk olarak Savcı ağabeyi sordu. Köyde en samimi arkadaşlardı. Ruhan ağabeyi sordu. Fındık mevzusunu anlattı. Ben ardından Cahit abi ile arasındaki Samsun (Sasu) mevzusunu sordum, onu da anlattı. Bizim esprilere yanımızdaki enişte olan Öz be Öz Cilvanalı (Yazdan abinin tabiri) Ahmet Ermen ise tam olarak anlamasa da bizim gülmemize o bizden çok gülüyordu.
Burhan ÖZKOŞAR - Fransa
|