Köyüne hasret ölen Cilvanalı
Cilvana’dan eskiden göç ederek ayrılmak zorunda kalan Heşim ağanın torunları uzun yıllar gurbet ellerde Cilvana hasretiyle yaşamlarını sürdürdüler. Son yıllarını Cilvana hasretiyle geçiren Haşim ağanın torunu ve Ali beyin büyük kızı Nahide Palavan.
Nahide Palavan’nın Cilvana’ya hasret öyküsü
Haşim ağanın evleri her beş yılda bir büyük seyran yapmak için gittiğimiz köyümüz Cilvana’nın Gözebaşı mevkiine çıkarken bugünkü Rahmetli İmdat Hocanın evlerinin olduğu yerdeymiş. Ali beyin mezarı da halen bu evlerin arkasında mevcuttur.
Heşim ağanın oğlu Ali bey Cilvana’da Naciye hanım ile evlenir. 5 çocukları olur, birisi daha küçükken vefat eder. Ali bey ile Naciye hanımda 20 günlük aralıklarla vefat edince geride kalan 4 çocuğa akrabaları sahiplenir. Böylece Cilvana’dan ayrılmak zorunda kalırlar. Ali beyin büyük kızı Nahide hanım kışın İstanbul yazın’da Posof’a gelip Papola’da (Armutveren) halasının oğlu Orhan hocagilde kalırmış. Günlerinin büyük kısmını da Cilvana’da geçirirmiş.
Daha sonra Malatya’ya evlenen Nahide hanım artık çok sevdiği ve hasretiyle öldüğü köyüne bir da gidemez.
O gidemez ama çocuklarına sürekli Cilvana’yı anlatır, doğduğu köyünü kendi unutmadığı gibi çocuklarının da unutmasını ve aslının nereden geldiğini bilmelerini ister. İşte buna en duyarlı olan yine bugün Bodrum’da yaşayan Nahide hanımın kızı nenesinin de adını taşıyan Naciye Yılmaz.
Naciye Yılmaz annesinin Cilvana’yı göremeden öldüğüne çok üzülür. Geç de olsa teknolojinin sayesinde Cilvana sitemizi bulan Naciye hanım niye bir yıl önce bu sanal Cilvana’yı bulamadığı için ah çekmektedir.
Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüz…
Geçte olsa sanal Cilvana’yı ziyaret eden Naciye Yılmaz, ilk duygularını şöyle anlatmıştı. “ Sevgili hemşerilerim, Hani bir şiir var orda bir köy var uzakta diye o şiir şuan beni anlatıyor, Cilvana benim şimdiye kadar gitmediğim, haritada yerini bile bilmediğim, dedelerimin, annemin doğduğu köy. 7 ay önce rahmetli olan annem hep bizi köyünde büyütemediği için üzülürdü. Biz hep annemin köy anıları ve hikâyeleriyle büyüdük. Bizi köyüne götürememesi, hatta bize köyünün terbiyesini verememesi onu çok üzerdi, köyde bıraktığı annesinin kabristanı ve köy halkı onun 33 yıllık hasretine hasret kattı. Keşke bu araştırmayı en azından 1 yıl önce yapsaydım diye kendime çok kızıyorum. 2010 yılında köyümüze mutlaka geleceğim. Seyran şenliklerine katılmayı çok istiyorum”
Heşim ağanın kısa şeceresi
Bu sanal Cilvana’ya (www.cilvanam.com) gelerek, Nağirgeh’te tanıştığı Cilvanalılar ile kurduğu sohbet ortamında Heşim ağanın şeceresini halen Bodrum’da yaşayan torunu Naciye Yılmaz şöyle açıkladı:
“Dedem Heşim ağa Binbaşı Emin beyin oğluymuş. (dayım anlatıyordu) Heşim ağanın 6 çocuğu varmış. 4 kız 2 erkek, Ali benim dedem oluyor. Enver ise diğer kardeşi emekli asker. Kızlar Bedriye, Müşire, Naciye ve Sebile. (Müşüre Papola’da Orhan hocanın annesi, Neciye Rusya’ya gelin gitmiş sınırlar kapanınca orada kalmış. Bolşevik isyanında öldüğü söyleniyor) Bu acılara dayanamayan Heşim ağanın gözleri kapanmış. (kör olmuş)
Heşim ağanın oğlu Ali bey başka bir köyden Naciye hanım ile evlenmiş. Naciye hanımın babası orman bakım memuruymuş. Görev yaptığı bölgede kızını köyün beyine gelin etmiş. Bunların beş çocukları olmuş biri küçük yaşta ölmüş. 1960 ya da 1961 de Naciye anneannem ölmüş. Ardından 20 gün sonra da ali bey rahatsızlanmış ve Ardahan’a götürmüşler, yoldayken ölmüş. Onu da Ardahan’da defnetmişler. Bundan sonra bütün çocuklar annemin değimiyle çil yavrusu gibi dağılmış evlerini Rahmetli İmdat Gürler’e satmış”
Cilvanam.com
